Sanat Tarihçisi Onur Aydın Türk milletinin tarihin her devrinde yardımseverliği ile ön plana çıktığını belirterek, “Kale Cami 3.Murat’ın veziri Ali Beyoğlu Mahmud paşa tarafından 1580 yılında yaptırılmıştır. Klasik Osmanlı mimarisi özellikleri taşımaktadır. Bu mescidinin kıymetli özelliklerinden birisi, bulunduğumuz mevki Selçuklu avlusu olarak isimlendirdiğimiz bir yer burada Selçuklu medreseleri var. Bunun yanında Osmanlı devrine ilişkin kale mescidini görmekteyiz. Bizim ecdadımız o denli bir ecdat ki birbirine itimat konusunda, yardımlaşma konusunda çok ön plana çıkmış bir milletiz” dedi.
Aydın, sadaka taşı ile veren el ile alan elin birbirini görmediğini söz ederek, “Kale mescidinde bulunan sadaka ve yitik taşı bunu bize çok net bir formda gösteriyor. Burada ki gaye şuydu sadaka taşı dediğimiz taşla yatsı namazı vakti beşerler buraya namazdan evvel gelir, durumu yeterli olan beşerler yardıma muhtaç şahıslara belli bir sadaka dediğimiz yardımda bulunur. Taşın oyuğunun içerisine sadaka bırakır. Yatsı namazından sonra da karanlıkta gereksinimi olan beşerler, muhtaçlığı kadar olan parayı oradan alırlar. Veren el ve alan birbirini katiyen görmüyor. Ayrıyeten yitik taşı var, periyodun teknolojik gelişmeleri çok ileri seviyede değil lakin insanların birbirine güvenmesi yardımlaşmasından kaynaklı bunlar var” diye konuştu.
Yitik ve Sadaka taşının İstanbul’da birkaç örneği olduğuna değinen Aydın, “Yitik taşı da, o periyotta bir insan kendisine ilişkin bir şey kaybetti. Bunu bulan kişi o devirde meydan diye isimlendirdiğimiz yere geliyor ve yitik taşının içerisine koyuyor. Kendi eşyasını kaybeden bireyde farkına varıyor ve birinci baktığı yerlerden birisi yitik taşı oluyor. Sadaka taşının İstanbul da birkaç camii de örnekleri var” formunda konuştu.
