Hatay’dan Mersin’e geldiğini anımsatan Mustafa Akdoğan, “Yer alıp buralara geldik. 12 dönüm yerimiz var, egzotik meyveler yetiştiriyoruz. Egzotik meyve deyince ejder meyvesi, avokado, çarkıfelek pasiflora bir de mango. Geçen yıl ejder meyvesinden bir ton eser aldık. Bunun yanı sıra zerzevat eserlerimiz var. Domatesinden tut biber, patlıcan, kabak üzere eser yetiştiriyoruz. Gücünden, suyundan her şeyi doğal olarak kendimiz üretip kendimiz kullanıyoruz” dedi.
Enerjiyi güneş panelleri ve rüzgar gülünden ürettiklerini aktaran Akdoğan, “Yeteri kadar suyumuz da var. Oğlumun bilgileriyle buraya geldik, kendi çiftliğimizi kendimiz kurduk. Hiç bir yerden takviye almadan yaptık. Gücünden suyuna kadar ve gübresine kadar kendi kendine yeten bir çiftlik kurduk. Kendi kendini yönetim ediyor. Tavukların gübresinden, koyunların yününden, ağaçların tabanlarına serip su verip faydalanıyoruz, gübre olarak kullanıyoruz” sözlerini kullandı.
Babasıyla birlikte çiftçilik yapan Ahmet Akdoğan da “Ailemle birlikte burada çiftçilik yapıyoruz. Elektriğinden, suyundan her şeyini kendimiz üretiyoruz. Her şey doğal, doğal yollarla ilacımızı, gübremizi yapıyoruz. Her şey organik. Gübresi tavuk gübresi toprakla karıştırıp eliyoruz, damlama sulama yapıyoruz.
Domates, biber, patlıcan, nohut, avokado, çarkıfelek, ejder meyvesi, bu eserleri yetiştiriyoruz. Limonunuz var, zeytinlerimiz var, her şey doğal seyrinde üretiliyor. Güçleri güneş paneli ile, 30 tane güneş paneli var, 12 tanede konutun güneş paneli var. Gündüz güneşle, gece aküye toplama sistemi yapıyor, gece akü ile dağıtımı veriyor. Güneş olmadığı vakit rüzgardan da elektrik üretiliyor, verimli oluyor” diye konuştu.