Yırtıcı kuş beslemeyi günümüzde de yaşatmaya çalışan Niğdeli Barlas Potukönen, yırtıcı kuşlara olan merakını çocukluğundan beri sürdürüyor. Kuş merakım ilkokulda latife kuşu ile başladığını söyleyen Barlas Potukönen, atmaca ile tanıştığından bugüne kadar yırtıcı kuş beslediğini söyledi:
Potukönen, “İlkokulda hepimizin birer latife kuşu olurdu sonra ilkokul 5 üzere atmacayla tanıştım. Atmaca ne dedim o da kuş dediler yırtıcı kuş. Birinci görmeyle yırtıcı kuşlara bir ilgi bir aşk oldu. Bu işin en itibarlı hayvanları gökdoğanlar bu falconry bir sanat üzere yurt dışında bir hayat biçimi. Öz Türkçesi doğandır daha da özü sungur daha sonra doğan olmuş ama Osmanlı’da Arapça, Farsça lisanımıza girince orada şahin diye bir kavram karmaşası olmuş. Türkiye’de hala birçok insan bunlara şahin diyor ancak bunlar doğan. Çok da bedelli, nadide hayvanlar bunlar. Bunları sahip olmak, ilgilenmek, bütünleşmek bilgi istiyor, yanılgı kabul etmeyen hayvanlar en küçük tüyü bozulsa uçuşu bozulabilen canlılar. Onların tabiatta yaratılmış olan o harikalığını biz bozmadan bunlarla bütünleşmek, tabiatta uçurabilmek, denetim edebilmek bu kadar özgür bir kuşun tabiatta avlanmasını izlemek keyifli ediyor” dedi.
Kuşlarını muhakkak dönemlerde uçurduğunu belirten Potukönen, “Doğancılıkla uğraşıyorsanız kuşlarınızı periyodik olarak uçurmanız lazım. Onlara sahip olmak, onları alıp bağlamak ve bu kuş benim demek değil ben kuşlarımı en az 8 ay uçurmaya çalışıyorum. Haftanın en az 3 günü ben kuşlarımı tabiata çıkarıp teker teker salıp onlara en az 40 dakika verip havada uçuşlarını izliyorum. Bu sporda kuşunuz kaçar zira gökyüzünde 900 – 1000 metrede termaller var çok güzeline gidiyor açıyor kanatlarını o termalde bir bakıyorsunuz uzamaya başlıyor ve gerisine bile bakmıyor artık. Göç vakitlerine denk gelir ve kusur yaparsanız kaçarlar ancak biz kuşlarımıza çip takıyoruz kaçsa bile 20 km’lik bir alan içinde kuşumu tekrar bulabiliyorum’’ diye konuştu.
Doğanların suratlarından da kelam eden Potukönen, kuşların birçok savaş uçağına ilham olduklarını söyleterek, Bu kuşların yaradılış olarak mükemmelikleri tartışılmaz. Besin zincirinin en zirvesindeki hayvanlar. Kendilerinden misli misli büyük hayvanları öldürebiliyorlar. Yaradılış olarak üstün bir aerodinamik yapıya sahipler. Yaklaşık 400, 450 km’ye çıktıkları o dalış anında çıktıkları tespit edildi.
Korkunç bir hıza erişiyor ve cihanda bu hıza erişen hiçbir canlı yok. Amerikalıların yaptığı en son bir bombardıman uçağı var bu kuştan ilham alınmış ancak ilham alınırken birebir bu kuşun havadaki uçuş yapısı alınmış ve birebir yapılmıştır. Bütün bunların sebebi şuanda kozmosta bunlar kadar eksiksiz uçucu bunlar kadar hıza erişen bir hayvan yok bir canlı yok. Doğancılık, atmacacılık ülkemizde aşikâr kurallar altında yapılması gerekiyor. Bu kuşları tabiattan temin etmek falan yasak. Kuşları üreticilerden almanız gerekir ve her kuşun milletlerarası CITES dokümanı olması lazım.
CITES dokümanlı olmak da yetmiyor kişinin atmacacılık sertifikası sahibi olması isteniyor. Doğancılık Türklere ilişkin bir kültür ancak ülkemizde kaybolmuş, unutulmuş bir kültürdür. Bence en kıymetlisi bu kültürü yaşatabilmemiz. Bu kültürü gençlerimize aktarabilmemiz” halinde konuştu.
